Pazar sabahı erkenden kalktım.
Hava yağmurlu İstanbul'da, aldırmadım.Kahvaltımı yapıp attım kendimi dışarıya...Metro'ya yürüyene kadar bugünü değerlendirme adına inceden planlar yaptım.Sadece huzur ve sessizlik istedim.
Yalnız ve kimsesiz bugünü sadece kendime ayırmak istedim hepsi bu.
SultanAhmet'de indim Metro'da.Hiç beklemedim...Topkapı Sarayı'nın bahçesinden Osman Hamdi Bey yokuşunu takiben Gülhane'ye indim.Sessiz ve ıssız Osman Hamdi Bey yokuşu...Bir iki asker var.Bir de ben...
Ses verse duvarlar o kadar çok anlatacakları var ki.Ama yapamazlar, sonsuza kadar susmaya mahkum belki de geçmişi özlüyorlardır.
Sonra Gülhane Parkının Sarayburnu çıkışında bulunan o sevdiğimiz cafelerin birinde oturdum.Biliyoruz ki tek bardak çay satılmıyor.Tek kişilk bir semaver aldım ve yalnızca bu şehri seyrettim uzun uzun.
Sigara mı yaktım, ve sessizlik..
Hava açıyor İstanbul'da.
yağmur dinerken Güneş iki dal arasından vuruyor yüzüme..
şimdi gitme vakti.