4 Kasım 2009 Çarşamba

pişmanmısın bab-ı ali ?

bir zamanlar kitap satan bi genç vardı hani..
bugün tezgahını açtığı o kaldırım üzerinden yürüyüp giderken hey gidi günler deyip inceden bir bakış attı eski mekanına,az birazda duygulandı!

biliyomusun; herhangi bir yayınevi'ne kapak atsaydı tamamdı o zamanlar,açtığı kitap tezgahı bahaneydi,para kazanmak gibi bir gayeside yoktu..

gün geldi,görüşmeye gittiği hokkabaz yayınevi müdürünün saçma bir ifadeyle; F klavye ile yazacaksın çocuğum! önerisine önce şaşırdı sonra da Q klavye ile yazınca ayıp mı oluyor ki? dedi,yani kopardı filmini.
almıyoruz kardeşim dese anlardı,lafı döndürüp dolandırmaya gerek yoktu ki!..

binadan çıktı,Cağaloğlu sokaklarında sigarasını yakıp hem yürüdü hemde kimseye belli etmeden ağladı ..
kısa süre sonra devlet konukevinde staj vakti gelmişti zaten, bir kaç bahanede kendisi buldu ve kapattı açık hava sahasına sahip tükanını !..

İstanbul Modern'deki kitap fuarında son kez standın başında bekleyip yaptı jubilesini fiili olarak edebiyat alemine!..
1 yıl sonrada sigortacı oldu zaten,
halen de bu mesleği icra etmektedir kendileri...

heyt be!..
5 yıl geçmiş,
ne çabuk!..

3 yorum:

Kübra dedi ki...

Demek sendin o kitapçı.. Güzel yazmışsın..
Sendeki potansiyeli göremeyen o yayın müdürü utansın..
bırakma bence yazmayı..
yeteneğin var belli ki..

bloghane dedi ki...

evet, bendim..
teşekkür ettim.

eski heves yok,o eskidendi, işleyen demir ışıldar demişler biz paslanıyoruz :)

ah benim yarim, aklım dedi ki...

5 yılmı,
ne yani beş yıl mı geçmiş.
ne zaman geçmiş?
nasıl geçmiş?
biliyormusun memo, benim hem sakalda,
hem de saç ta onlarca beyaz tel var.
Bir de eskiden yayınevi hayalim vardı.
artık yok.
çünkü hayat çok zor.