30 Ekim 2009 Cuma

cumartesi

Bugün ayna karşısında yüzüme bakarken, sakalımda gördüğüm 4-5 tel beyazlığa mı kafayı taktım bilmiyorum ama yaşlanıyoruz ulan dedim kendime,
hemde çok içten!..
şu saatlerde ard arda dinlediğim bir enstürümantel var ki belki de onun getirisidir bu durum kimbilir!. ''incesaz-eylül''
balkona çıkıp inceden yağan yağmuru izlerken yaktığım tek dal sigara ve sessizliği dinleyen vaziyetimde devamında meydana gelen görüntü..
çok acı cümleler kurdum blog, farkındayım..

Aylardır her cumartesi gecesi habertürk'te yayınlanan 'tarihin arka odası' programını muhakkak izliyorum..
Murat Bardakçı, Erhan Afyoncu ve Pelin Batu üçlemesinin tarih üzerine tartışmaları,hiç bilmediğimiz konular ve özellikle Osmanlı dönemine ait gün yüzüne çıkardıkları belgelerin yanında Murat Bardakçı'nın yıllarca araştırıp bulduğu ve gözüm gibi bakıyorum dediği eski taş plakları dinletmesi ve yine Murat Bardakçı'nın tanburu eşliğinde gecenin en kimsesiz zamanlarında Yaprak Sayar'ı dinlemenin keyfine varmak isteyenler içinde bu programı kesinlikle tavsiye ediyorum..Tarih ve Türk sanat müziği bir arada kısaca.
Genelde yeni gün doğana kadar devam eden yayını 5 gibi koltuk üzerinde uyuya kalmış vaziyette tamamlayanlardan olduğumdan kaç zamandır takip eden birisi olmama rağmen programın veda cümlelerine şahit olamadım henüz!...

bu arada,
tekrar dinliyorumda eylül'ü!
sakalımdaki 3-5 tel beyazlığa takmıyorum galiba kafamı,
başka bir şey bu,
daha başka bir şey..

Hiç yorum yok: