Bir gün daha gidiyor yaşamdan.
Bir kez daha gelmemek üzere takvimlerden bir sayfa daha koparılıyor.
24'ü dinliyorum sessiz ve kimsesiz, her satırda geçmişe dair anılar seriliyor gözlerime be blog,
Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız,
Yaşlanan birgün bugün, bavulu topluyor ve son vedası tıpkı dün gibi,
Köşeye çekilip aglıyor, bense yarına penceremden bakma gafletindeyim,
Gözlerim dolu ve ellerim tutuklu yüzüme, dudaklarim kilitli, hoşçakal bugün!..
Sen de yolcusun...Dünlerimde sorgusun ve 24'lük yorgunsun...
Git de dinlen, gidenlerle yarınım kapıda bekliyor,
ve son veda zamanı...
2 yorum:
Umudumun son demi o!
Farklıydı,onlar gibi değildi.Kalabalığın içinde başka biriydi.Tertemizdi...Hayalleri için birçok şeyi göze alabilsede,karşısındakinin yerine koyup denemeliydi kendini..Belki atladığı birşey olduğunu farkedebilirdi yapılanın çözüm gibi gözüksede şüphe vereceğini..Bu kurtarışlar,benim ise denenmeme sebebiyet veriyordu.Fırsatçılar bunaltıyordu orada olduğum tüm gün.Artık!aynı şeyleri yaşamaktan korkan birine çözüm olcağını düşünerek yapsa dahi korku verdiğini bilmiyordu..nasıl bilecekti uzun zamandır görememişti...çözüm olacaksa bişeyler insanlardan sıyrılmaya adım atmamak en zararsızı olucaktı galiba..Herkes birbirine duyması gerekeni söylüyordu.Bıkmıştım!Korkutma beni demek istiyordum onu bir türlü göremiyordum.En iyi o gördü,tanıdı,işitti!..Gidilebilecek tek yer olsada gitmeyeceğinin de bir garantisi yoktu.Sende böyle yaparsan!!Dedim kendime; ona hiç yakışmadı.. betül
sitenize yeni rasladım ve çok güzel yazılar olan bir site...ve bir yazı göndermek istiyorum... SEVDİĞİMKADIN Bekledim, çok bekledim, ama ne çare, sevgili orda yoktu, gelmedi. Sevdi dedim belki de sevmedi, özledi dedim belki de özlemedi. İçten bir gülüşün vardı ya hani, o gün pembe panjurlu evimizin hayalini kururken, ne oldu? Gülüşüne. Seni üzdüm mü? Kırdım mı? Her dediğini yapmadım mı? Sen neden beni kanadı kırık bir kuş gibi böyle ortada bıraktın. Oysa ben seni hala bekliyorum, beklerim ve bekleyeceğim…
O hayaller ne oldu şimdi. Yoksa şimdi o hayalleri başka biriyle mi kuruyorsun? O kadar adi olamazsın değil mi? Ama belki de geçerli bir açıklaman vardır beni öyle yapa yalnız koyup, tek başıma bırakıp gitmen için. He ne dersin? ...
Bana bir cevap ver ki hayatım zehir olmasın. Seni ölene kadar bekleyeceğim ama, ilerde bir gün bana geri dönecek misin? Ha sevdiğim kadın söyle… Yoksa şimdi mesut, bahtiyar bir yuva mı kurdun? Beni öylece bırakıp gitmenin üstünden tam iki ay geçti…
Ama ben yine aynı saatte o ağacın altında seni orada bekliyorum ve hep bekleyeceğim. Eğer bir gün seni orda aynı saatte görürsem ne kadar mutlu ve bahtiyar olurum. Neyse beni geçelim. Sen mutlu musun? Sen mutluysan bende mutluyum demektir… Ha sevgili söyle şimdi nerde? Kim ile? Nasıl? Yaşıyor sun. Annen de, baban da çok üzgün. Kardeşin Ali var ya eğer hatırlıyorsan tabii… Ali diyor ki: ben uyuyacağım uyanacağım ablam yanım da, burada olacak. Bizde İyişallah Ali, dua edelimde öyle olsun diyoruz. Öyle mi olacak söyle sevdiğim kadın ha söyle…
Annen geceleri balkona çıkıp gizli, gizli ağlıyormuş. Baban görmüş, yapma hanım böyle elbet mutludur, elbet bir gün görürüz, bu dünya da olmasa dahi öbür dünya da demiş…
Sen ne düşünüyorsun şimdi? Eski, mutlu seni seven bir adam ve ailenin yanına dönmeyi mi yoksa şuan olduğun yerde kalmayı mı? Bize bir işaret, bir haber yolla ki bizde hayatımız da senin olup olmadığını belirleyelim, karar verelim. Ben yapmasam da en azından ailen bunu yapsın değil mi? haklı değiller mi sence? Bu kadar da hakları vardır umarım gözünde…
Bana gelince seni, hep seni ve yine seni düşüneceğim için tek düşündüğüm sen olduğun için ben yine seni aynı saatte, o ağacın altında bekliyorum ve hep bekleyeceğim… Mustafa AYHANGİL
(05.10.2007)
(12.15)
Yorum Gönder