22 Ağustos 2010 Pazar

referandum yolunda

Geçtiğimiz gün bir garip koşturmaca arasında, Galata Köprüsü üzerinde yürürken Yeni Cami'den yükselen akşam ezanına eşlik etmenin ve sonrasında oturup sofraya bir yudum su ve bir hurma ile oruç açmanın verdiği o hazza varabildiğim için hudutsuzca şükrettim Allah'ıma..
Bir gün daha gelip geçti dedim, kalan ...

Bu sene referandum çalışmaları sebebi ile orucumuzu bir çok gün evimizde olmasa da dostlarımızla aynı sofralarda açıyoruz, kimi zaman sokak iftarlarında buluşuyoruz, kimi zaman ise toplantı veya çalışma öncesi-sonrası, merkezimizde, veya başka bir yerde, davette.
Şu var ki yoğunluk had safhada olmuş olsa bile herkesin bu sürecin ciddiyetinden haberdar olması, herkesin elini taşın altına koyması sebebi ile karşımıza çıkan problemlerin çözümünde zorlandığımızı söylemek kendimize büyük bir haksızlık olur, herşey şu ana kadar olması gerektiği gibi, ne eksik, ne fazla..

İzliyoruz işte hergün, birileri kayısıyı, fındığı anayasa paketi içinde arıyor, hiç sıkılmadan halka şikayette bulunuyor, maddeler hakkında akla mantığa uygun bir tek olumsuz görüş söyleyemiyor, çünkü bulamıyor..
Hadi buna diyebiliriz ki sen bir kuklasın, zaten partinin zihniyeti çürümüş ve kokmak üzere, fakat;
yavru muhalefet lideri ne yapıyor, kendi partisinin aslolan tabanını yok sayıp ciddiyetsizce çemkiriyor, ayıp be kardeşim, biliyorsan konuş ibret alalım, bilmiyorsan sus adam sanalım, bundan başka sana daha ne diyelim..

Öyle veya böyle, 12 Eylül günü birileri daha fazla özgürlük, eşitlik ve demokrasi namına tercihlerini Evet olarak kullanacak, birileri ise darbe anayasası ile yola devam edelim zihniyeti ile Hayır diyecekler..

Şayet sandıklardan çoğunlukla Evet çıkarsa 12 Eylül demokrasi bayramı olur,
hayır çıkar ise bundan önce anıldığı gibi darbe yıldönümü..
Karar senin..