28 Eylül 2009 Pazartesi

ağa kapısı

Ağa Kapısını bileniniz,gidip göreniniz var mı bilmiyorum, ama bilmeyenler için ısrarla tavsiye ederim..Pişman olmayacaklarına bizzat kefilim ...
Kapısı önünde beklerken dış ambiyans biraz hayal kırıklığı yaratabilir ama içeriye adım attığınız vakit hele ki teras katına çıktığınız an dudaklarınızdan düşecek tek kelime ; İstanbul olacaktır..

Süleymaniye'de İstanbul Müftülüğü'nün yanında ki Fetva yokuşundan aşağı sallanıp solda ki ilk sokağa daldığınız gibi göreceksiniz zaten küçük tabelasını.

Alt katta hiç oyalanmadan 2.katıda es geçip çıkacaksınız terasa, İstanbul sizi karşılayacak zaten, ama mümkünse manzaraya nazır oturmaya bakın, eğer masalar dolu ise her an gözlerinizle felfecir okuyun ki birileri kalkar kalkmaz masaya doğru uçun ve kapın masayı ... olur ki beni de böyle bir masada görürseniz ''aaa şu bizim tanıdık, dur rica edeyim'' gibisinden iç geçirmelerle masama göz dikmeyin, yeminle tanımam!!..

Hafiften rüzgar ve arka fonda ki ince müzikle bir bardak çay ve sigara eşliğinde ''işte İstanbul'' dedirten nadide yerin adı Ağa Kapısı ...

Burada çay içmenin keyfi elbet ki başkadır ama farklı tat arayanlar için ;
*Brownissa
*Ab-ı Hayat Şurubu
*Demirhindi ve
*Osmanlı Şurubu gibi farklı tatlar'da var..

henüz gitmeyenler için benden söylemesi..

peki 1 hafta sonra ne oldu, devamı işte burada...

26 Eylül 2009 Cumartesi

karma

geçenlerde efsane Metin,Ali,Feyyaz üçlemesinin Metin'i şimdilerde milli takım antrenörü ve Fatih Terim'in yardımcısı Metin Tekin'le konuştum telefon'da..
adam aracının hasarı ile ilgili rapor hakkında benden bilgi beklerken ben ; hocam niye Bosna maçı böyle oldu ya dedim..!! hoca'da açıklama yapmaktan bıkmış olacak ki 'oldu işte' demekle yetindi sadece ..
muhtemelen telefondan sonra ; burada da mı aynı soru lan' demiştir.
kesinlikle ...
bu arada İbrahim Tatlıses'inde şirketine ait bir aracın hasar evrakları içinde Tatlıses'in nüfus örneğini buldum da 1952 doğumluymuş, olur ya bir gün şu yaştayım derse haberiniz olsun ...

**
dün metrobüs'de yanımda oturan kızın telefonun müzik çalarından ard arda 3 kez son ses dinlediği Cem Garipoğlu kılıklı herifin La Fontaine'ine sinir olmuş vaziyetteydim..aslında karşımda ki teyze sinir olmuştu,bende onun hislerine tercüman olup birazdan gerçekleşecek fiili durumun ufaktan olabilmesi hakkında bir şeyler kurguluyordum,çek al şu kulaklığı ...
aç başka bi şarkı bizde faydalanalım be ablacım gibisinden umutla bekledim ki olmadı, ya sabır çekerken dayanamayıp sonunda çekip aldım kulaklığı kulağından ...evet bunu yaptım, yuhhh ..!!
biraz kısarmısın dedim, teyze rahatsız olmuş..
kız hönk olmuş halde karşımızda ki teyzenin bakışlarından utanıp küçücük bir özürün ardından demesin mi ; dinleyebilirsin diye..
yok sağol dedim ama, kulaklık hala benim elimde ..
sırada ki parça mı? yüksek sadakat-belki üstümüzden bir kuş geçer ..
bir fincan acı kahvenin 40 yıl hatrı varsa eğer,
bir bardak demli çay'ın hatrı nedir peki?..


yine dün son şehzade Ertuğrul Osman Efendi'nin cenazesine gitme planları yaptım ki, gidemedim maalesef..ruhu şad olsun,sık ziyaret ettiğimiz bir yerde ebedi istirahatte bulunduğu için en kısa zamanda ziyaretine giderim sanırım..televizyon'dan izlediğimiz kadarıyla çok kalabalıkmış ki halkın duyarlılığı gerçekten güzel..
üzülüyorum ben bu geçmişe, aslında bu ailelere..yıllarca ülkenin idaresinde en tepede yaşamak ve sonrasında vatan topraklarından sürgüne gönderilmek, o günün şartlarında bu gerekli miydi bilemeyiz ama keşke 70 yıl sonra değilde daha erken hatırlayabilseydik onları..

Bu arada, Bm genel kurulunda Başbakan'ın Türk Bayrağını yerden alıp, katlayıp cebine koyması..
takdir edilesi bir durum, kesinlikle..

13 Eylül 2009 Pazar

maçın ardından

Dün akşam Galatasaray Beşiktaş maçını izledik bizimkilerle ..
Tabii ki ben zafer sarhoşluğu yaşarken, Serdar hüsranlardaydı..
Bir Denizli'ye bir hakeme saydırıyordu, sakin ol kanka teskinlerime rağmen Sami
Yen'in yanından geçip giderken sağ elinin 3. parmağı ile selamladı stadı, ayıptır kardeşim desemde fayda etmedi, haklıydı çünkü!..

Dün ayrıca Selman'ın doğum günüydü, maçtan sonra Etiler Mado'da kendi aramızda hatırladık bugünü,güzeldi.
Cihan lavabo'ya gitme bahanesiyle pasta ve ıvır zıvırını ayarlatmış içeride.Hilal pastayı servis ederken saat 1'i geçmişti sanırım, bir saatlik açıkla bir gün rötarla kutladık cellocan'ımın doğum gününü,
iyi ki doğdun kardeşim, iyi ki varsın ...

6 Eylül 2009 Pazar

hürriyet'in kankaları ..

Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök'ün daha gitmeden reklamına başladıkları ve şimdilerde köşelerinde paylaştıkları umre notlarını okuyordum da, aklıma geldiler yazayım dedim ..
Güzel de ballandırıyorlar hani, reklamın iyisi kötüsü olmaz dedirtiyorlar ..
Ahmet Hakan'ın sağ sol ayrımında kendi kendine bir şeyleri ispat etme çabalarına gülüyorum her zaman ki gibi,bu mevzuda bile ''ilelebet değişemeyeceğim galiba diyerek acıtasyonlarda kalıyor yine, Ertuğrul Özkök'e ise eyvallah diyorum,adam ben buyum kardeşim diyor ve anlatıyor, bir zaman Doğu'ya yürüdüm de şimdi yüzümü Batı'ya çevirdim diyerek laf gevezeliği yapmıyor, tamam sevmiyor olabiliriz kendisini ve gazetesini ama doğru yazdığı için tek atışlık aferinimiz varsa, bu sebepten olsun, bir seferlik ama !! ..

Ertuğrul Özkök ''her şeyi yazı dizisi sonunda açıklayacağım'' diyerek okuru merakta da bırakıyor, mesela bundan sonra içki içecek miyim ? namaz kılacak mıyım ? diye soruyor ve cevabını da yazı dizisi sonuna saklıyor .. Basit olsa bile işi biliyor ...Oralarda oruç tutmadım diyor üstelik, garip mi ? bilmiyorum .. Bildiğimiz tek şey bu iki şahsında şu mübarek ay'da böyle hassas bir konuyu sulandırmasıdır, bence öyle en azından ...
Mesela benim uzaktan bir yakınım yıllar önce çocuğuna Ahmet Hakan ismini koyarken yıllar sonra buna pişman oldumu acaba? kendisini pek tanımadığım için pişman mısın sorusu hep içimde kaldı, bir gün sorarız inşallah .. :)
O ki bir zamanlar bir kesimi Kanal 7 karşısına oturtup ne alakaysa idol olabilecek kadar işler yapmış,ne yapmış ki,bu da meçhul !! sonra bu durumdan sıkılacak olmuş ki anti medya saflarında yer almış ve orada bile yıllardır her yazısında eski ben ve yeni ben diyerek birden eski ben olarak kararsızlığını vurgulamıştır..Sen kimsin aloo !!
Tek tesellimiz bir gün bu adamında en azından kankası kadar cesur olup ''ben buyum'' cümlesini bir sefer de söyleyip artık okuru güldürmemesidir..Bu kendisi için de iyi olacak hem; ne sağcısı ne solcusu seviyor, birisi eskiden böyleydi güvenmem diyor, diğeri ise bizim satanlarla işimiz olmaz deyip tanımıyor..Ne diyelim Allah kimseyi kararsız bırakmasın ...

1 Eylül 2009 Salı

biraz değişiklik olsun ...

Bloghane'de tam 156 post'u taslak olarak kaydettim bugün ..Yazdıklarım ve yapılan yorumların hepsini saklıyorum.. Hepsini tek tek okudum, neler kalmış geride,kimler doğmuş,kimler ölmüş,kimler kazanıp kimler kaybetmiş..
Henüz 2006 ve ben bir önceki sayfam ile blog alemine adım atmıştım, o arada şehr-i şahanem ile yaşanılanlar ve yanlış anlaşılmalardan sıkılmış ve Bloghane'yi açmıştım, o mevzu da kapanıp gitmişti ...
Kimin aklına gelirdi ki bir blog sayfasından sebep bu yaşanılanlar, bilen bilir .. Ben hepsine razı geldim, umarım onlarda öyledirler..Ben tanıdım, o veya onlarda beni tanıdılar, onlar yeter ki bu hüzün demlerinden çıksınlar, bu halleri ile bizi üzmesinler, hep gülsünler, bu kafi'dir ...
Kim bilir belki ara sıra eski postlardan yayınlarım, yad etmiş oluruz yazdıklarımızı, hatırlamak unutmaktan güzeldir her zaman bence ...
Değişiklik olsun istedim, bir iki temaya bakıp bu temada karar kıldım, idare eder, öyle arayıp arayıp bulamadım gibi durumlar yaşamadım, görüntünün önemi yok, önemli olan içinde olanı yakalayabilmek bence.